7 Aralık 2019 Cumartesi

“Lazca ile en fazla şarkı söyleyebilirsiniz(!)”





“Lazca ile en fazla şarkı söyleyebilirsiniz(!)”



 

Lazca ağırlıklı çalışmalarıyla tanınan “Lazika Yayın Kollektifi,” Lazca ve Laz kimliği açısından çok önemli bir kitabı daha okuyucuyla buluşturdu: “Oxesapuşi Supara”. Sukhumi’de 1933’de iki cilt halinde basılan kitaplar, “Lazika Yayın Kollektifi” tarafından tıpkıbasım olarak birarada yayınlanmış. Abkhazya ve Acaristan’daki Laz köylerinde eğitim vermiş Laz okullarında kullanmak için hazırlanmış kitapların orijinalleri ilk olarak Abkhazya devlet matbaası tarafından basılmış.

Bu kitap hem pedagojik hem de o yılların üretim ilişkilerine katkı sağlayacak şekilde yazılmış. Kitabı N. Popova, Rusça açıklamalarla hazırlamış. “Oxesapuşi Supara” adıyla ilk baskısı Sukhumi’de yapılmış olan bu Lazca kitap İskender Tzitaşi’nin adını taşıyor. O zamana kadar Lazcada kullanılmayan çeşitli terimlerin ilk kez bu kitapta kullanılması kitabın bir diğer özelliği. İskender Tzitaşi, SBKP üyesi bir partili ve Sovyetler Birliği (Abkhazya ve Acaristan) Laz Okulları direktörüydü. Sovyetler Birliği’nin ilk yıllarında Lazların anadili okulları vardı. Yaşadıkları yörelerde anadil dersleri de görüyorlardı. “Lazika Yayın Kollektifi”nin yayınladığı “Oxesapuşi Supara”, o yıllarda İskender Tzitaşi adıyla yayınlanan bir dizi Lazca okul kitabından yalnızca bir tanesi. “Alboni” (“Laz Alfabesi”) , “Ok’itxuşeni Supara” (“Okuma Kitabı”- Fen Bilgisi, Sosyal Bilgiler, Yurttaşlık Bilgisi”) ve “Çkuni Ç’ara” (“Bizim Yazımız- Lazca”) bu kitaplar arasında bilinenlerdir. Sosyalizmin inşası döneminde, Sovyetler Birliği’nde doğan Laz çocuklarına pedagojik esaslara uygun olarak ve üretim için eğitim felsefesinden hareketle bu kitaplar hazırlanmış. Yaşadıkları yörelerde üretken birer Sovyet Yurttaşı olmaları hedeflenmiş.

28 Aralık 1936’da Abkhazya Devlet Başkanı Abkhaz önder Nestor Lakoba şaibeli bir şekilde öldü. Bundan sonra SBKP içindeki diğer öncü Laz aydınları gibi İskender Tzitaşi’nin de Türk ajanı ve halk düşmanı ilan edilmesi ve tasfiyeleriyle başlayan dönemde Lazların kültürel hakları da ortadan kaldırıldı. Daha sonraki dönemde hem Abkhazya hem de Acaristan Lazları nüfuslara “Gürcü” olarak kaydedildi. Bu uygulamalar Sovyetler Birliği’nin resmi uygulamaları haline geldiği için tartışılmadı; konuşulamadı. Ancak 15 Ekim 1997 tarihinde Abkhazya Parlamentosu aldığı kararla Lazların itibarlarının iadesini istedi ve düzenlemeler yapılması kararlaştırıldı.

Sovyetler Birliği Lazlarının sayıları, gündeme gelememelerinde önemli bir faktördür. Ancak Sovyetler Birliği Lazlarının kapalı bir toplum özelliği taşımaları anadillerini Rusçanın yanı sıra bugüne kadar aktif olarak taşımalarında önemli bir rol oynadı. 1991 sonunda Sovyetler Birliği çözüldü. Ancak Sovyetler Birliği’nin Lazlara yönelik resmi ideolojisini, bu kez Gürcüstan devraldı: “Lazlar Gürcüdür; Lazca Gürcücenin bir ağızıdır. Lazca ile eğitim olmaz. Lazca ile en fazla şarkı söyleyebilirsiniz.”

Türkiye Lazlarının durumu daha da vahimdir. Laz kimliği 1930’lu yıllardan itibaren yok sayıldı. Lazca konuşmak yasaklandı. Okullarda Lazca konuşan çocuklar, yakın zamanlara kadar şiddete ve baskıya maruz kaldı. Türk egemenleri Laz çocuklarının anadillerini unutmasını istiyordu. 1980’lerden itibaren şiddet ve baskıya da gerek kalmadı. Zira elektrik ve onunla birlikte radyo-televizyon yayınları en ücra köşelere kadar ulaşmaya başladı. Türk egemenleri epey yol almıştı ancak tamamen başarılı olamamıştı. 1990’lardan itibaren, bunu gören Laz aydınları dillerini, kimliklerini geleceğe taşımak için Lazca’ya sarıldılar. Lazcaya dikkat çekip özendirmeye başladılar.

İşte bütün bu gelişmeler çerçevesinde, “Oxesapuşi Supara”nın Türkiye’de yayınlanması çok önemli bir yere sahip. Öncelikle Sovyetler Birliği Lazları’nın kültürel haklarının olduğu dönemi tescil etmekle kalmıyor, aynı zamanda Lazca anadil derslerinin ve eğitiminin de mümkün olduğunu gösteriyor. Bu kitap, böylelikle de hem Gürcüstan hem de Türkiye’nin inkarcı- asimilasyoncu resmi ideoloji ve resmi tarih politikalarına da son vermesi çağrı özelliği de taşıyor. Ümit ederiz bu çalışmalar Lazca İncili Şerif ve Lazca Kuranı Kerim’in de yayınlanacağının müjdecisi olur.



Ali İhsan Aksamaz, demokrathaber.org, 09 Haziran 2012






“Romani nç̆aralobaşi irişen ʒ̆oxlemxtimu noʒ̆ile ren!”

      “Romani nç̆aralobaşi irişen ʒ̆oxlemxtimu noʒ̆ile ren!”     [ Goʒ̆otkvala : Ma A. Cengiz Bukeri doviçini dido ʒ̆anapeş ʒ̆oxle...