Lazlar ve Gürcüler
“ Lazlar’ın tarihi”1 adlı
kitabın yayımlanmasıyla birlikte basın, yayın organlarında bazı eksik ve yanlış
bilgilendirmelerin yer aldığı gözlemlenmektedir. Bu yanlış bilgilendirmelere
türlerinden birer örnek verilebilir.
“... Gürcü kabilelerinden Lazlar...”2
“Megreller, Kartvel soy ve dil ailesinden Megrel-Laz, Çan
alt grubunu oluştururlar...”3
“Bölge halklarından olup günümüzde de varlığını sürdüren...
Lazlar, Gürcülerle aynı soydan gelmektedir...”4
“Lazlar ile ırksal akrabalarından Svanlar, Megreller ve Gürcülerin
bulunduğu bu dört etnik gruba “Kartveli” deniyor.”5
“Lazlar, Gürcü topluluğunun bir üyesi kabul edilir...”6
“...Gürcüler tarihsel olarak Kartlar, Megrel-Çanlar (Lazlar)
ve Svanlar olmak üzere üç boydan oluşur...”7
Bu
eksik ve yanlış bilgilendirmeler, eldeki yetersiz kaynakların yanıltmasının
farkına varamayan yazarlardan, bazı terimlerin Gürcü ve Batı dillerinden
Türkçe’ye yanlış aktarılmasından, Batılı bazı bilim adamlarının, eski Soğuk
Savaş dönemi denge hesaplarını göz önünde bulundurarak, Sovyet çıkışlı
yayınlara itibar etmiş olmasından ve bazı yeni terimlerin eski oluşumları da
tanımlamada kullanılmış olmasından kaynaklanmaktadır.”
Gürcü/ “Kartveli” Terimleri
Gürcüstan Gürcüleri kendilerine “Kartveli”
der. Gürcüce olmayan Gürcü terimi,Gürcüleri tanımlamak için Persler tarafından
verilen Gorji teriminin Türkçe’de Gürcü şeklindeki söylenişiyle kullanıma
girmiştir.
Kendilerine
“Kartveli” diyen Gürcüleri Ermeniler Vratsi, Ruslar ve diğer Slavlar Gruzniy, Grekler
önceleri İberyan ve daha sonraları da Georgianos olarak adlandırmışlardır.8
“Kartveli”
teriminin çıkış kaynağı konusunda da çok değişik yaklaşımlar ileri sürülür.
R.Gaçeçiladze, “Kartveli” teriminin bugünkü Doğu Gürcüstan’daki Kartli9
bölgesinden geldiğini, Türk Ansiklopedisi, Kartvel adının Gürcülerin ilk ana
yurtları olarak anılan ve Chaldeia (Kalde) ile ilgili olduğu sanılan Kardu’dan
geldiğinin iddia edildiğini10, Hayri Hayrioğlu ise, “Kartveli”
teriminin Kartlos atadan kaynaklandığını yazmaktadır.11”
Gürcü/ “Kartveli” Terimlerinin
Kullanım Alanı
Asıl sorun Gürcü/ “Kartveli”
teriminin çıkış kaynakları konusundaki farklı iddialarda değil, bu terimin
kimleri tanımlamak için kullanıldığındadır.
Fahrettin
Çiloğlu, “Kartveli” teriminin kimleri tanımladığını şöyle açıklamaktadır:
“Günümüzde bir ulus olarak Gürcüler dendiğinde, genel olarak (Gürcüstan”daki)
Kartveli halk (Gürcü, Megrel, Laz, Svan) anlaşılır..’12
Ancak, “Kartveli” Gürcüce’de Gürcü
anlamına geldiği için, F. Çiloğlu’nun tanımlamasında “Kartveli” olarak
belirtilen Megrel-Lazlar ve Svanlar da, zaten Gürcü olan Gürcülerle birlikte
Gürcü olarak gösterilmektedir(!)
Sorun Sadece Terminolojik Karışıklıkta Mı?
Şüphesiz, binlerce yıllık geçmişleri
olan Megrel-Laz ve Svan halklarının Gürcü/ “Kartveli” olarak gösterilmesi basit
bir terminolojik karışıklıkla açıklanamaz. Sorunun bugününü kavrayabilmek için
geçmişe dönmek gereklidir. Stalin, 1913’te şöyle yazıyordu: “Kafkasya’da ilkel kültürlü, kendilerine
mahsus dilleri olan, ancak edebiyatları bulunmayan birtakım halklar vardır;
üstelik geçiş dönemindedirler, kısmen asimile oluyorlar ve kısmen gelişmeye
devam ediyorlar. Onlara nasıl otonomi uygulanmalı?.. Farklı diller konuşan,
ancak kendi edebiyatları olmayan Megreller’le, Abhazlar’la Acaralar’la, Svanlar’la,
Lezgiler’le ve diğerleriyle ne yapmalı? Hangi ulusa bağlanmalılar?...
Kafkasya’daki ulusal problem, geri milletlerin ve halkların yüksek bir kültürün
akıntısının içine çekmekle çözülebilir...”13
1926
yılı da dahil olmak üzere, nüfus kayıtlarına kendi etnik tanımlarıyla
Megrel-Laz olarak geçirilen insanlar daha sonra bu haklarından mahrum
bırakılarak Gürcü/”Kartveli” olarak kayıtlara geçirildi. Megrel-Lazlar, “yüksek
bir kültürün akıntısına”(!) çekildi, ama bugün de güncelliğini koruyan
‘Kafkasya’daki ulusal sorun’ çözülemedi.14
“Yüksek Bir Kültürün Akıntısına
Çekilmek”
Kruşçev, “İlkel kültürlü halkların
yüksek bir kültürün akıntısına çekilme” politikasıyla ilgili olarak, 1956’daki
SBKP 20. Kongresi’ndeki gizli oturumda şunları söylüyordu: “... Daha 1943 sonlarında, büyük anayurt savaşının cephelerinde,
Sovletler Birliği’nin yararına sürekli atılımların gerçekleştiği zaman, bütün
karaçaylılar’ın yaşadıkları topraklardan sürgün edilmesiyle ilgili bir karar
alındı ve uygulandı... Aynı dönemde, 1943 Aralık sonlarında aynı şey Özerk
Kalmuk Cumhuriyeti’nin bütün nüfusunun başına geldi. Mart 1944’de bütün Çeçen
ve İnguş Halkı sürgün edildi ve Çeçen-İnguş Cumhuriyeti ortadan kaldırıldı.
Nisan 1944’de bütün Balkarlar, Kabardey-Balkar Cumhuriyeti topraklarından çok
uzak yerlere sürüldü ve cumhuriyetin adı Kabardey Özerk Cumhuriyeti olarak
değiştirildi. Ukraynalılar, sırf çok kalabalık oldukları ve onları sürgün
edilebilecek yer bulunamadığı için bu akıbete uğramadılar... Aynı şekilde
öğretici olan bir durum da Gürcüstan’da varolduğu söylenen Milliyetçi Megrel
Örgütü meselesidir. Bilindiği gibi bu davayla ilgili Sovyetler Birliği Komünist
Partisi Merkez Komitesi kararları Kasım 1951 ve Mart 1952’de alındı. Bu
kararlar Politbüro’da ön tartışmalar olmaksızın alındı... Yukarıda sözü edilen
karar sırasında, Gücüstan’daki milliyetçi eğilimlerin, Gürcüstan’ın Sovyetler
Birliği’nden ayrılıp Türkiye ile birleşme tehlikesi doğurabilecek kadar büyümüş
olma olasılığı olabilir miydi?”15
Megrel-Lazların Payına Düşen
1930’lu yılların sonlarından
başlamak üzere Megrel-Laz kültür değerleri Gürcüleştirilmeye çalışıldı. Bu
durum Sovyet Sistemi sonrası da değişmedi.
Georgian Terimi
Megrel-Lazlar ve Gürcüler’le
bağlantılı olarak karışıklığa yol açan ikinci terim de Georgian’dır. Georgian
teriminin de çıkış kaynağı konusunda farklı yaklaşımlar vardır.
Hayri
Hayrioğlu, Antik Çağ Elenleri’nin yöreye ayak bastıkları zaman gördükleri
manzara karşısında Georgia, yani Tarım ülkesi tanımını kullandıklarını
yazmaktadır16.
Georgia, başlangıçta bir coğrafi
terim olarak kullanılmıştır. O yöreye ait insanlar için kullanılan Georgian
terimi ise, değişik zamanlarda; değişik halkları tanımlamak için
“dışarıdakiler” tarafından kullanılmıştır. George adı ile bağlantılı olan
Georgian teriminin Latincesi Georgius, Grekçesi ise Georgios’tur. Her iki
dildeki karşılığı da Tarımcı’dır17.
Georgian
teriminin Aziz Giorgi ile de bağlantılı olduğu şeklinde birtakım iddialar
vardır.
Eskiden
coğrafi bir bölgenin adı olan Georgia, Gürcüce Gürcüstan anlamına gelen Sakartvelo’nun
Batı dillerindeki karşılığı olarak kabul edildi.
Georgian
terimi, günümüzde iki anlama gelmektedir. Birincisi, Gürcüce Gürcü anlamına
gelen “Kartveli”, ikincisi, o coğrafyada yaşayan herhangi bir kişi.
Georgian
teriminin hem Gürcü ve hem de Gürcüstan’a ait anlamına gelmesi, Batı
dillerinden Türkçe’ye çeviri yapanları yanılgıya düşürebilmektedir. Her
Georgian terimi Türkçe’ye Gürcü karşılığıyla çevrildiğinde, okuyucu yanlış
bilgilendirilmektedir18.
“Kartveli” mi Kartveleli mi?
Hiçbir neden, bir halkın yok
sayılmasına ve geçmişine ait değerlerin başkaları tarafından sahiplenilmesine
gerekçe gösterilemez. Ancak “çok eskiye dönmek” de mümkün değildir. Bu konuda
B.G. Hewitt, şu öneride bulunuyor: “Gürcüce’ye
Kartveleli teriminin girmesi, British terimine denk bir durumu sağlayacaktır.
Bu da “Kartveli” (Gürcü), Megrel, Svan ve Laz’a, İngiliz, İskoç, Galli ve
irlandalı terimlerindeki gibi serbest bir rol oynamasını sağlayacaktır19.”
*Bu makalede kullanılan Gürcü terimi
Türkiye’de yaşayan Acar ve Gürcüler ile ilgili değildir. Bu konuda bkz.
Acaristan Özerk Cumhuriyeti, İznik Batum ve Havalisi Kültür Derneği, Yunus
Zeyrek, Bir Derginin Zararlı Faaliyetleri, Türk Yurdu, sayı 135, Kasım 1998.
Nodar Şengelia, Yunus Zeyrek’in Makalesine İlişkin Birkaç Söz, Yunus Zeyrek,
Prog. Nodar Şengelia’ya cevap, Türk Yurdu, sayı 45, Eylül 1999.
Dipnotlar:
1. Bkz.: Muhammed Vanilişi, Ali Tandilava, Hayri
Hayrioğlu (çev.) Lazların Tarihi, Ant Yayınları, İstanbul 1992.
2. Ş.Tevzadze (çev.) Kısa Gürcü
Tarihi, Çveneburi Kafkasoloji Dergisi, Sayı 2/3, Stocholm 1977.
3. Hayri Hayrioğlu, Demagoji
Uzmanları, Çveneburi Külrütel Dergi, Sayı 1, Bursa Aralık 1993.
4. Cemil Gubaz, Karadeniz ve Kafkas
Halkları,Hedef Dergisi, Sayı 26, İstanbul, Aralık 1993.
5. Hale Soysü, Kavimler Kapısı-1,
s.16, Kaynak Yayınları, İstanbul, 1992.
6. Cemal Şener, Topal Osman Olayı,
s.13. Ant Yayınları, İstanbul 1992.
7. Fahrettin Çiloğlu, Gürcülerin
Tarihi, s.12, Ant Yayınları, İstanbul, 1993.
8. Revaz G.Gaçeciladze, Soviet
Georgia, S.5, Tbilisi University Press, Tbilisi, 1977.
9. R. G. Gaçeciladze, a.g.y.
10. İslam Ansiklopedisi (Gürcüstan
maddesi), cilt 4, s.837, M.E.Basımevi, İstanbul, 1964.
11. H.Hayrioğlu, a.g.y.
12. F.Çiloğlu, a.g.y.
13 Aktaran: B.G. Hewitt, Abkhazia: a
Problem of Identitiy and ownership, s.268, Central Asian Survey (1993), 12 (3),
London University.
14”Şevardnadze, Gamsakhurdia’dan kurtulmuş olabilir, fakat Megrel-Laz
sorunundan kurtulmuş değil. Gerçekte, Gürcü karşı saldırısını gerçekleştiren
Mkedrioni (süvari) birliklerinin davranışları, Megrel-Laz nüfusu Tiflis’ten
daha da uzaklaştırdı. Yakın gelecekte , Batı Gürcüstan’da Tiflis yönetimine
karşı çıkışların olması olasıdır...” (Richard Clogg, Güney Kafkasya’da
Karmaşa, İngiliz Kıraliyet Enstitüsü yayın organı World Today Dergisi, Ocak
1994. Aktaran: Ogni Kültür Dergisi, Sayı 6, Eylül/Ekim 1994; Ayrıca bkz. Ender
Abadoğlu, Megreller, Mjora-Lazepeşi Nena, Sayı 1, Kış 2000.
“Ben daha önce de açıkça söylemiştim ve burada bir kez daha
tekrar ediyorum: Ben Gürcü değilim, bir Megrelim... Hiçbir tarihçi, dilbilimci,
dil bilgini veya herhangi bir dalda uzman olan kişi Megreller’in Gürcü olduğunu
ispatlayamaz. Megreller kendilerini Gürcü olarak kabul etmeye zorlandı ve işte
bu yüzden, bugün ya da yarın ağırlığını hissettirecek ve uzunca bir süre de
etkili olacak Megrelya ve Megreller sorunu bunca yıl sıcak kalmıştır... En son
olarak Gürcüstan’da, Megrelya’daki gelişmeler, tek bir Gürcüstan yaratma
hayalinin nasıl bir sabun kabarcığı gibi patladığını ortaya çıkarmıştır...” (Nugzar Dzhodzhua, Ali İhsan Aksamaz (çev.), Ben Bir
Megrelim, Alaşara Aylık Siyasi Dergi, Sayı 5/6, Ağustos/Eylül 1995.)
“... Bana göre; her ikisinin de Proto-Germanik bir dil
olmaları ve Almanlar’ın daha kalabalık olmaları gibi yapay bir zeminden
hareketle, bir ingilizi Alman saymak gibi bir Megreli, Gürcü saymak
anlamsızdır. Bu tarihsel linguistik tartışmaya ek olarak, Pan-Gürcü kavramının
savunucuları, Gürcüce’nin (Gürcüstan’da) tek yazılı dil olduğunu ve
Megreller’in (ve Svanlar’ın) Kilise dili olarak Gürcüce’yi kullandıklarını da
ima etmektedirler (Bkz.:İtonişvili 1990:19). Büyük Megrel ve Svan (ve hatta Gürcü)
kilisesinin okuma-yazma bilmediği Gürcüstan’da Gürcüce, ancak Sovyet
periyodunda evrensel eğitimin uygulanmaya konulmasıyla yaygınlaştırılmaya
çalışılmıştır. Gürcüce de konuşan Megrel ve Svan topluluk liderleri, toplumsal
üstünlüklerinin bir belirtisi olarak aralarında Rusça’dan çok Fransızca
konuşmayı seçen 19. yüzyıl aristokrat Ruslarını hatırlatır örnekler gibidirler.
İtalyan Don Guiseppe Judice, 17.yy.da, Megreller’in farklı bir dilleri olduğunu
ve Megreller’in Gücüce dini kitapları kullandıklarını ve ibadetlerini Gürcüce
olarak, aynen Avrupalılar’ın Latince’yi Kilise dili olarak kullandıkları gibi
yerine getirdiklerini yazdığında haklıydı...” (George Hewitt, Ali İhsan
Aksamaz (çev.), Çeçenler ve Komşuları, Birikim, Sayı 78, Ekim 1995)
15. Bkz: N.S.Kruşçev, Ahmet Fethi
(çev.), 20.Kongre Gizli Raporu, Kişi Kültüne Karşı, Pencere Yayınları, İstanbul
1991.
16. H. Hayrioğlu, a.g.y.
17. The Grolier International Dictionary
(George), Connecticut, 1991.
18. “Megreller, nüfus sayımlarına ‘Gürcü’ olarak geçirildikleri için,
Megrelce konuşanların sayısı hakkında kesin bilgi edinmek zordur. Kipşidze, 290
bin rakamını vermektedir. Günümüzde ise, Megrelce konuşanların sayısı yaklaşık
400 bin kişi (Klimov, 1986) olarak tahmin edilmektedir, fakat resmi olmayan
kaynaklara göre bu rakam bir milyona kadar çıkabilmektedir. Bu rakam
Megrelya’da da kabul görmektedir. Ancak bu yüksek tahminlerin esas olarak
Megrel soyadları taşıyan bireylerin sayısından kaynaklandığı görülüyor
(soyadları “ia, -ava ile bitenler). Bu yaklaşım ise Megrelce’yi iletişim dili
olarak kullanabilenlerin veya anadili Megrelce olan kişilerin gerçek sayısını
yansıtmamaktadır.
Megrelce’nin yazılı bir dil olmasına, Gürcü aydınları
arasında da kuvvetli bir mukavemet vardı. Örneğin: İlia Çavçavadze.
Gürcüstan’da Sovyet Yönetimi’nin kurulmasından sonra,
Megrelya’da İsaki Zvania önderliğindeki bir grup komünist, Gürcüstan içinde
Megrel Özerk Yönetimi ve Megrelce’nin yazı dili olması için çalışmaya başladı.
1 Mart 1930’da İsaki Zvania, Mamanti Kvirtia ve diğerleri
ilk Megrelce gazete olan Kazakişi Gazeti (Köylü Gazetesi)’ni Gürcüstan Komünist
Partisi Merkez Komitesi’nin resmi yayın organı olarak yayımlamaya başladı.
Başlangıçta beş günde bir yayımlandı, fakat 10 Mart 1932’den
başlamak üzere günlük olarak yayımlanmaya başladı. Amacı; Gürcüce hiç bilmeyen
veya çok az bilen Megrel köylülerine yeni ideolojiyi tanıtmak ve sosyal
gelişmeler hakkında bilgi vermekti.
“Bazı nedenlerden dolayı” Kazakişi Gazeti’nin yayımı 1933’de
durduruldu ve Megrelce’nin yazılı bir dil olması konusunda bundan sonra
herhangi bir girişim olmadı...” (Jokaim
Enwall, Ali İhsan Aksamaz (çev) Kazakişi Gazeti, Ogni Kültür dergisi, Sayı 5,
Temmuz/ Ağustos 1994.)
ABHAZYA’NIN DEMOGRAFİK YAPISI*
1886 1897
1926
1939
1959
1970 1991
Abhazlar
58.960
58.697
55.918
56.197 61.193
77.276 93.000
Gürcüler
3.989
25.640
67.494
91.967 158.221
199.595 60.000 Gürcü+25.000 Svan
Megrel-Lazlar
3.474
23.810
40.989
(Gürcü olarak kaydedildiler) 155.000
Rus
971 6.011
12.553
60.201
86.715 92.889
76.000
Ermeni
1.337
6.552
25.677
49.705
64.425 74.850
77.000
Rum
2.056 5.393
14.647
34.621
901 13.114
14.000
Ukraynalı
4.647
8.593
11.474 11.955
15.000
Türk
1.347
1.115
1.524
714
696 10.000
Estonyalı
637
604
779
2.282
1.882 1.834
Diğerleri
1.460
2.539
27.259
6.795
11.013 14.746
18.000
TOPLAM
68.773
106.179
208.945
311.885
404.738 486.559 535.000
*(Hayri
Ersoy, Kafkasya Yazıları Sayı 1, s.37, ilkbahar 1997)
19.
B .G. Hewitt, Language, Nationalism and the West’s Response, SSEES, 75th
Anniversary Conference, December 1990.
“Megreller’le çok yakın akraba olan Lazlar, bugün Türkiye
sınırları içinde yer alan en eski yerleşim bölgelerinde yaşar. Diğer Kartveller
(Megreller, Lazlar, Svanlar), 1930’dan beri tamamen yanlış şekilde Gürcü olarak
adlandırıldıkları Gürcüstan’da yaşarlar. Çok sayıda Gürcü ve Laz da Türkiye’de
yaşar. Gürcüstan’da yapay olarak ortaya çıkarılan etnik karıştırmanın,
Gürcüler’in ve Lazlar’ın kendilerini ve diğerlerini oldukça farklı haklar
olarak gördükleri Türk topraklarında geçerli olmadığı açıktır...” (George Hewitt, Ali İhsan Aksamaz (çev.), Çeçenler ve
komşuları, Birikim, Sayı 78, Ekim 1995).
“IV. (M.Ö.) asırda bugünkü Gürcüstan’da Kartvel olmayan
kavimler ile meskun cenub-i garbî (güneybatı) bölgesi İranlılar’a vergi
vermekle beraber, İbreya’Dan tamamiyle ayrı ve müstakil bir devlet halinde
bulunuyordu... (...) Bugünkü Gürcüstan cümhuriyetinin cenub-i garbî bölgesi,
yani Acaristan denilen Çoruh ve Batum havalisi, bizanslıların elinde kalmakta
devam ediyordu. Abhazistan gibi, burası da iber (Gürcü, Kartvel)’lerden
tamamiyle başka bir kavim ile meskûn idi...”
(İslam Ansiklopedisi Gürcistan maddesi, s.837-839).
Kaynak: Ali İhsan Aksamaz, Lazlar, 1. Baskı Sorun
Yayınları,2000; 2. Baskı Belge Yayınları, 2014, İstanbul; Kafkasyadan
Karadenize Lazların Tarihsel Yolculuğu, 1. Baskı, Çiviyazıları, İstanbul, 1997.
aksamaz@gmail.com
https://www.youtube.com/watch?v=iPl_2R6kYaA
https://www.youtube.com/watch?v=lTeVE9Ac0o0
https://www.youtube.com/watch?v=iPl_2R6kYaA
https://www.youtube.com/watch?v=lTeVE9Ac0o0
https://www.demokrathaber.org/yasam/kafkasya-abhazlar-gurculer-lazlar-h2141.html
https://kutuphane.tbmm.gov.tr/cgi-bin/koha/opac-search.pl?q=ccl=an%3A501986&sort_by=relevance_dsc&limit=au:Aksamaz,%20Ali%20%C4%B0hsan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder