Tarihe Not Düşmek Ciddî İnsanların İşidir!
7 Haziran 2015 tarihinde yapılan 25. Dönem Milletvekili Seçimlerinin üzerinden yaklaşık iki ay geçti. Bu zaman zarfında sessizliğimi korudum. Seçim konusunda konuşmadım ve yazmadım. (Tek açıklamam yazar sayın Murat Özden’in bağımsız bir milletvekili adayı olarak benimle de yaptığı uzun bir söyleşide sorulanlara verdiğim cevaplardır. Onlar da henüz kamuya açıklanmış değil, yakında APRA Yayıncılık tarafından kitaplaştırılacak bildiğim kadarıyla.)
Bütün basın ve yayın organları nasıl seçim öncesi milletvekilliği adaylığımı görmediyse, seçim sonrası da seçimlerde bana verilen oyların sırrını merak etmediler.
İstanbul 2. Bölgeden Bağımsız Milletvekili Adayı idim. Bağımsız bir aday olmamdan dolayı seçim öncesi basının beni görmek istememesini, durdukları yer ve angajmanlarını dikkate alarak makul görebildiğimi belirtmeliyim. Gel gör ki, seçim sonrası da basının aynı tutumu devam etti. Bu tutumu anlamak pek mümkün değil. Seçim öncesi benimle bir görüşme yapan ve bu görüşmeyi iki bölüm halinde internet üzerinden yayınlayan Ajans Kafkas’ı “o basın”ın dışında tutuyorum. Yine seçime ilişkin yazdıklarımı ve tanıtımlarımı okuyucuları ile internet üzerinden paylaşan www.yusufbulut.com’u burada anmalıyım.
Demek “basın”, gazeteciliğin ne demek olduğunu bilmiyor! Aslında böyle olduğunu biliyordum da, bu vesileyle bir kez daha test etmiş oldum. Duruşu, yediği içtiği ve ilişkileri belli olan bir kültür adamının bağımsız milletvekili adayı olmasının hiçbir haber değeri yok! Eskiden olsa, gazete muhabiri, seni arar- bulur; seninle bir görüşme yapar; metni yazar ve gazetesinin editörüne sunardı. Editör de ya ufak tefek makaslama ve düzeltmeler yaparak metni yayınlar; ya da o haberi iptal ederdi. İkinci durumda da, sizinle söyleşiyi yapan muhabir utana- sıkıla bağlantı kurar, kendince durumu size anlatmaya çalışırdı. Artık utanma- sıkılma kalmadı! Muhabirler neyin haberini yapacakları konusunda bile önceden tembihliler anlaşılan! Bunun adı da basın olmuyor tabi.
Hürriyet, Cumhuriyet, Akşam, Posta, Star vb. gazetelerin benim adaylığımı ve seçim sonrası aldığım oyları görmek ve değerlendirmek istememelerini anlayabiliyorum. Ancak sözde muhaliften, güçsüzden ve mazlumdan yana oldukları düşünülen gazetelere ne demeli ki?! Özgür Gündem, Evrensel, Bugün, Aydınlık, Sözcü, Yurt gibi gazeteler için de artık söyleyecek sözüm yok.
Burada Jıneps Gazetesi’ne bir sitemde bulunmak isterim. Jıneps Gazetesi ile tanışıklığımız eskidir. Bu gazetenin arama motoruna adımı yazarsanız, ne demek istediğimi muhakkak göreceksiniz. Jıneps Gazetesi, hem seçim öncesi hem de seçim sonrası beni yok saydı. Halbuki gazete, haber vermek demektir. Kendi kimliği ve kendi imkânlarıyla aday olan bir kültür insanını yok saymak nasıl bir gazetecilik anlayışıdır?!
Burada Jıneps Gazetesi’ne bir sitemde bulunmak isterim. Jıneps Gazetesi ile tanışıklığımız eskidir. Bu gazetenin arama motoruna adımı yazarsanız, ne demek istediğimi muhakkak göreceksiniz. Jıneps Gazetesi, hem seçim öncesi hem de seçim sonrası beni yok saydı. Halbuki gazete, haber vermek demektir. Kendi kimliği ve kendi imkânlarıyla aday olan bir kültür insanını yok saymak nasıl bir gazetecilik anlayışıdır?!
Jıneps Gazetesi’ne, bu işte dahli olan dostlara kırıldığımı buradan belirtmek isterim.
Ben, mesleğinde otuz yılını doldurmuş bir eğitimci ve bir kültür adamıyım. Politika nedir bilmem. Mebus olmak nedir hiç meylim olmadı. Kimlik mücadelesi veren arkadaşlarım Kuşba Erol ve Kutalia Erol ile birlikte bir siyasî partinin kuruluşunda bulundum. 15 Ağustos 2014 tarihinde Ankara’da kanunî başvurumuzu yaptık ve Türkiye’nin legal siyasî partilerinden bir tanesi olduk.
ÇDP’nin 38 kurucu üyesinden bir tanesiyim. Daha parti kanunî işlemlerini tamamlamadan önce demokratikcerkeshareketi.org’ da “ÇDP Kimler Adına Kuruldu!?” başlıklı talihsiz bir makale yayımlandı. Makale, ÇDP’yi açıkça kendince düşman ilân etmekte ve yine kendince hedef göstermekteydi. Bu makaleyi kimin yazdığı belli değil. Sessiz kalmamın uygun olacağı kararını verdim.
Ardından gelen süreçte İstanbul 2. Bölgeden Bağımsız Milletvekili adayı oldum.
Nihayetinde 7 Haziran 2015’te seçimler oldu. Sonuçlar resmî olarak da açıklandı. Ben, bu seçimde daha ziyade AKP’ye oy veren bir seçmen kitlesinden oy aldım. AKP, İstanbul 2. Bölge'de 3 bin 203 eksik oyla bir milletvekilliğini kazanamadı. Benim bu bölgeden aldığım oy ise, 6510. Benzer durum diğer iki bağımsız aday için de söz konusu Kayseri ve Samsun’da. O talihsiz makaleyi yazan ve bizleri AKP’li olmakla suçlayan şahsı bu sonuçlar ışığında özeleştiri davet ediyorum.
Ayrıca; ABD’den maddî yardım da görmedim. Seçim harcamalarımı hangi parayla yaptığımı banka hesabımdan kontrol etmek de mümkün. 10.000 adet el ilânı bastırdım. Kendi imkânlarımla da dağıttım.
Bizler, kendi ad ve soyadlarımızla açıkça, kendi kimliklerimizle, kendi programımız, kendi sloganlarımızla ve kendi maddî ve manevî imkânlarımızla er meydanına çıktık. Bu bir cürettir. Ekteki linklerdeki klipler, samimiyetimizi; duruşumuzu ve bu konuya bakışımızı hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde anlatıyor. (30 Temmuz 2015)
Ali İhsan Aksamaz
aksamaz@gmail.com