Birinci
Basamak Lazca Dersleri Kursunu Tamamladık
2012 ’nin Yaz mevsimiydi. Bir gün telefonum çaldı.
Telefondaki kişi, adının Pınar Bayraktar olduğunu, Kadıköy Aka-der’den
aradığını söyledi. Benim telefon numaramı bir arkadaşından aldığını belirtti.
Benimle bir konuyu görüşmek istediğini ve müsait olup olmadığımı sordu. Müsait
olduğumu söyleyince “Lazuri Mektebi” için bir projeleri olduğunu, böyle bir
projeye katkı sunup sunamayacağımı sordu. Ciddî, uzun soluklu, Laz dili ve
kimliğine katkı sunacak her çalışmaya, teklif kimden gelirse, gelsin hazır
olduğumu belirttim. Pınar Bayraktar,
önce “Lazlar Belgeseli”ni izleyip ardından da Lazlar hakkında bir
söyleşi yapıp yapamayacağımızı sordu. Ben kendisine hemen itiraz ettim. Birkaç
sebebim vardı. İlki; “Lazlar Belgeseli” adlı çalışma bir çok açıdan hoşuma
gitmemişti; eleştirilecek ve eleştireceğim çok yönü vardı. İkincisi; bu
belgesel uzundu. Böyle bir belgesel sonrası söyleşi yaparsak, kimsede ne bu
söyleşiyi yapacak ne de dinleyecek hal kalırdı. Belgesel izlemeye itiraz ettim.
Bunun üzerine Pınar Bayraktar,
kitaplarımdan haberdar olduklarını ve kitaplarım konusunda bir dizi söyleşi
önerdi. Buna da hemen itiraz ettim. Kitabı, isteyenin okuyabileceğini söyledim.
Konu kapandı.
Bir süre
sonra Pınar Bayraktar tekrar aradı. Benim “Lazuri Mektebi”de bir çalışma
yapmamı yine gündeme getirdi. Sonuçta bir gün Galatasaray Lisesi önünde telefon
marifetiyle buluştuk ve hemen yakındaki bir arkadaşının ofisine gittik. Kısa
bir sohbetten sonra, “Lazuri Mektebi”de Lazlara ilişkin bir aktivitede bulunmak
istediklerini, ancak bunun ne olabileceği konusunda benden yardım istedi.
Tekrar “Lazlar Belgeseli” ve benim kitaplarım üzerinde bir söyleşiyi gündeme
getirdi. Ben, bu konulara sıcak bakmadığımı ifade ettim. Ancak Lazca temel
dersleri verebileceğimi söyledim. O gün böylece “Lazuri Mektebi”de Lazca
dersler vermem konusunda mutabık kaldık. Haftada bir gün, Pazar günleri, sabah
10:00 gibi derslere başlayacak ve saat 15:00 gibi de dersleri bitirecektim. Bu
konuda anlaştık. Ders materyallerini ben hazırlayacaktım. Ders gününü de tespit ettik: 14 Ekim 2012,
Pazar. Pınar Bayraktar, Bu kurslardan ne kadar para talep ettiğimi sordu. Ben
de kendisine bu işleri para için yapmadığımı, bu sebeple de kendilerinden
herhangi bir para talep etmediğimi belirttim. Nitekim kursun başladığı günden
bugüne kadar aramızda paraya dayanan bir ilişki olmadı.
Ben, 14
Ekim 2012, Pazar gününden bugüne, yani 12 Mayıs 2013 Pazar gününe kadar, benden
kaynaklanmayan birkaç erteleme dışında her Pazar günü Kadıköy Aka-der/ “Lazuri
Mektebi”de aksatmadan ve planlı ve hazırlanmış olarak Lazca dersleri verdim.
Derslere
başlamadan önce, “Lazuri Mektebi” de ders vermem konusunda hem Mustafa Çupina
ve hem de İsmail Avcı’ya görüşlerini sordum; danıştım. Konuya olumlu
baktıklarını söylediler. İlerliyen zaman diliminde, Pınar Bayraktar, beni
kendilerine Selma Koçiva’nın tavsiye ettiğini ve bu işi en iyi benim yapacağımı
da kendilerine onun söylediğini bana aktardı. Bunları söylemek pek hoşuma
gitmiyor, ancak aydın sorumluluğumun gereği paylaşmak durumundayım. Aka-der’de
Lazca ders verdiğim için, feysbuk üzerinden eleştiri dozunu aşan bazı haksız
ithamlara da uğradım; hedef gösterildim. Bunların sebebini düşünmedim; kafa da
yormadım. Cevap verme ihtiyacı da hissetmedim. Güzel bir çok de gelişme yaşandı
kuşkusuz. Lazca.com, Laz diline yaptığımız katkıların farkına varmış olmalı ki,
bizi 24 Kasım 2012 tarihinde yılın Lazca öğretmeni seçti; teşekkürler.
Neredeyse 30 yıl oluyor,
İngilizce öğretmeniyim. İtalyanca dersler verdim. Ancak Lazca ders verme
konusunda hiç tecrübem yoktu. Bu sebeple çok heyecanlıydım; titizlendim;
uykularım kaçtı! Çünkü ortada ne dersin
verileceği bir müfredat ne de bir kitap vardı. Benim ders verdiğim dönemlerde
İsmail Avcı da Kalkedon’da Lazca derslere başladı. Onun bilgi ve
tecrübelerinden faydalanmak istedim; kısmen onun dersleri nasıl verdiği
konusunda bilgi edindim. Kimi ders materyallerini benimle de paylaştı. Kimi zaman
Mustafa Çupina’ya da bir eğitimci olması sebebiyle danıştım. En büyük desteği
Munir Yılmaz Avcı’dan gördüm. Kendisi
Kocaeli’de kurulu bulunan “Laz Kültür ve
Dayanışma Vakfı”nın çiçeği burnunda başkanıdır.
Zaman zaman babam Faik Aksamaz’a danıştığım konular oldu. İngilizce
Kursundan öğrencim ve dostum Murat Karadeniz’e de danıştım; yardımlarını
unutamam.
Bu yaklaşık altı aylık süre
içinde on kadar öğrencim oldu. Bunlardan bazıları çeşitli zamanlarda birkaç kez
derslere katıldılar. Bu derslere her zaman hazırlıklı girdim. Bu sebeple de
elimde zengin bir ders materyali oluştu. Önümüzdeki günlerde bu ders
materyallerini gözden geçireceğim. Derslerde eksik kaldığını düşündüğüm
yönleri, eksiklikleri tamamlayacağım. Sonunda da “Temel Lazca Dersleri” adıyla bir Lazca ders
kitabı hazırlayacağım. Lazika Yayın
Kolektifi’nden İsmail Avcı da bu kitabın kolektiften çıkabileceğini birkaç kez ifade etti. Bu kitap çalışmasından
ve tekliflerden Pınar Bayraktar
haberdardır. Kitabı kendilerinin yayınlayabileceğini söyledi. Kendilerinden
yazılı teklif beklediğimi kendisine
aktardım; yineliyorum.
Derslerde neler yaptık? Her
hafta çalıştığımız konuların fotoğraflarını, konu başlıklarını faysbuktan
paylaştım. Bunlarla ilgili de aşağıdaki linkteki klibi hazırladım. Hangi
konulara değindiğimizi oradan görebilirsiniz. Oradan derslerde yalnızca şarkı
öğrenmediğimiz anlaşılacaktır. Evet; on civarında da Lazca şarkı öğrendik.
“Lazuri Mektebi”de yalnızca
Lazca öğrenmedik, öğretmedik. İki önerim oldu: Biri bir fanzin, diğeri ise bir
panel. Her ikisini de kolektif dayanışmayla gerçekleştirdik. “Lazuri Kiana-
Lazuri Mektebişi Noç’arepe” adıyla bir sayı fanzin yayınladık. Fanzin iki dilli
oldu: Lazca ve Türkçe. “Çki Mi Voret?” ( Biz Kimiz?), “Lazepe Mi Renan?”
(Lazlar Kimdir?), “Biografia: Xopuri Faik’ Efendi” ( Biyografi: Hopalı Faik
Efendi), “Supara: Guroni Ar Lazi Oxorca” ( Kitap: Yürekli Bir Laz Kadını: Bedia
Hala), “Lazuri T’elevizia/ Lazuri Enst’it’u/ Oxesapuşi Supara/ Cumaloba” (
Lazca Televizyon/ Laz Enstitüsü/ Matematik Kitabı/ Kardeşlik) bu fanzinde
değindiğimiz konulardı.
“İskender Tzitaşi’den
Günümüze Lazca Anadil Eğitimi” başlıklı paneli 14 Nisan 2014 Pazar günü
gerçekleştirdik. Bu konuda, İrfan Ç. Aleksiva ile Laz Kimlik Mücadelesinin
önemli ismi Laz Halk Önderi İskender Tzitaşi’nin ilk kez bu boyutta ele alınmasına katkı
sunduk. Pınar Bayraktar, panel konuşmalarının kitap haline getirileceğini
belirtti.
Bugün, benim için duygu
yüklü bir gündü. Kursumuz bitti. Kursiyerlerimze kursun bir nişanesi olarak
sertifikalarını takdim ettim. Fotoğraflar çekildik. Vedalaştık. Birbirimizden
çok öğrendik. Şimdi tatile girdik. Ekim 2013 gibi yeni dönemde derslerimize
kaldığımız yerden devam etmeyi düşünüyorum. Kendilerini şimdiden çok özlüyorum.
Ali İhsan Aksamaz,
yusufbulut.com,12 Mayıs 2013
Hiç yorum yok:
Yeni yorumlara izin verilmiyor.