7 Aralık 2019 Cumartesi

Lazca İngilizce’den eski bir dil





Lazca İngilizce’den eski bir dil


 

Gelişim TV’nin adını yaklaşık on yıl kadar önce duydum. 16 Şubat 2002 tarihli Cumhuriyet Gazetesi, Gelişim TV’nin RTÜK’ten uyarı aldığını yazıyordu. Sebebi Lazca olarak sunduğu bir müzik- eğlence programıymış.

Bir makalemde bu konudan da bahsetmiştim. Özetle; o zamandan beri Gelişim TV’den ve programlarından haberdarım. İstanbul’da yaşadığım için, Gelişim TV’yi ancak internet üzerinden izleme imkânım oluyor. Ardeşen’de bulunduğum zamanda da Gelişim TV’nin yayınlarını izledim. Ardeşen’de yoğun olarak izlenen bir kanal olduğunu biliyorum.

Lazca.org’da çıkan bir yazıdan Gelişim TV’nin uydudan yayın yapacağı haberi okuyunca sevimdim. Gelişim TV’nin internetteki sitesinden de yeni yılda atılım yapacağını okudum. Yöre kültürüne daha fazla ağırlık vereceklerini, Lazca da yayın yapacaklarını öğrendim. Gelişim TV’nin atılım yapmasına sevindim. Lazca yayın yapacağı açıklamasına da ayrıca sevindim. Gelişim TV’nin yeni adı konusunda internet üzerinden “MJORA/ TUTA TV” önerisinde bulunmuştum. Her ikisi birlikte veya biri olabilir. Benim önerim bu şekilde.

Hatırlanacağı üzere 2004 yılında TRT bazı anadillerinde yayın yapmaya başladı. Ne yazık ki, bu diller arasında Lazca yoktu. 2012 yılında Millî Eğitim Bakanlığı, ilköğretim okullarında “seçmeli anadilleri dersleri” uygulamasını başlattı. Yine ne yazık ki, bu anadilleri arasında Lazca yoktu. Oysa birçok yerde veliler çocuklarının Lazca anadili derslerini görmesini istiyordu; okul müdürlüklerine dilekçeler verdiler. Ancak olmadı; müfredat hazır değil ya da okutacak öğretmen yok gibi sebepler öne sürüldü. Eğer Gelişim TV, Lazca da yayın yapabilirse, bu, Lazcanın sahiplenilmesi ve yaygınlaşması yönünde çok önemli bir adım ve ciddî bir mevzi olabilecek.

Gelişim TV’nin uydudan Lazca yayınları yalnızca Çamlıhemşin, Pazar, Ardeşen, Fındıklı, Hopa ve Borçka’daki Lazlar tarafından izlenilmeyecek. 93 Harbi Muhaciri Lazların yaşadıkları Akçakoca, Sapanca, Yalova, Maşukiye, Karamürsel, Gölcük, Düzce, İzmit, Bursa gibi şehirlerin kimi köylerinden de izlenecek. İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya vb. şehirlerde yaşayan Lazları da unutmayalım. Lazca yayın yapacak bir TV’nin izleyicileri yalnızca Türkiye ulusal sınırları içinden olmayacak. Batum civarında yaşayan Lazlar ve Lazca bilenler de bu Lazca programları izleyecektir. Abkhazya’da yaşayan Lazlar da izleyecek bu yayınları. O sebeple Gelişim TV’nin omuzundaki yük oldukça ağır. Lazca programların yayınlanacağı zaman dilimleri ve kalitesi de önemli. Gelişim TV, kendisini arabesk müzikten kesinlikle korumalıdır. Geleneksel Laz kültürünün arabesk ile hiçbir alâkası yoktur. Yerel, otantik müziğe ağırlık vermelidir. Lazca; Türkiye’de de, Gürcüstan’da da, Abhazya’da da resmî statüsü olmayan, tanınmayan bir dil. Ne yazık ki, ölüme terkedilmiş bir dil. Bu kabul edilebilir bir durum mu?! Benim ninemin, dedemin, atalarımın dili neden ölsün?! Lazca İngilizce’den daha eski bir dil. İngilizce, dünyanın anlaşma dili olmuş. Lazca, kendi vatanında ölüme terkediliyor. Bu nasıl bir mantık ve yaklaşım. Adaletsizlik bu! Bu sebeple de Gelişim TV’nin sorumluluğu büyük.

Özellikle büyük şehirlerde yaşayan Laz ana-babaların çocukları Lazcaya çok ilgi duyuyorlar. Lazcayı öğrenmek istiyorlar. Bu insanlara Lazcayı öğretmenin bir diğer yolu da TV yayınlarıdır. Gelişim TV, bu anlamda tarihî bir misyon üstlenebilir; seviyeyi yükseltebilir.

Mehmet Bekâroğlu’nun “Anadili Günü” sebebiyle geçen yıl İMC TV’ye yaptığı Lazca açıklama büyük bir ilgi uyandırdı. Aynı şekilde Rize Milletvekili Nusret Bayraktar ve Sanatçı Hülya Polat’ın CNN’deki bir programda kısa da olsa Lazca konuşmaları sempatiyle karşılandı. Mahsun Kırmızıgül’ün yönetmenliğini yaptığı “Benim için Üzülme” adlı dizinin Lazca konuşulan bölümlerinin klipleri izlenme rekorları kırıyor. İnsanlar, çeşitli yerlerde Laz kültür dernekleri kuruyor. Laz Enstütüsü kurmak için hazırlıklar yapılıyor. Lazca ders kitapları yayınlıyorlar. Lazca ilk roman olan “Daçkhuri” yayınlandı. “Daçkhuri”nin yazarı Murat Ercan Murğulişi’nin yayınlanmayı bekleyen ona yakın Lazca romanı bulunuyor. Lazca çocuk masalları basıldı. Lazca şiir kitapları yayınlanıyor. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmit gibi kentlerde Lazca kursları açılmakta. Özetle; insanlar Lazcaya ilgi duyuyorlar; Lazcanın ölmesini istemiyorlar. Lazca şarkılar söyleyen müzik gruplarının sayısı da artmıştır. Görüldüğü gibi, bu noktada Gelişim TV’ye de önemli roller düşüyor. Bir anlam da Gelişim TV şanslı. 1993 yılında “Ogni Dergisi”yle başlayan süreçte, Lazcaya vakıf, Lazca üretim yapan bilinçli Laz aydınları da yetişti. Bunlar Gelişim TV’ye katkı sunabilir. “Noderi” yani “imece,” Laz halkının binlerce yıllık toplumsal hayatında önemli bir gelenektir. Gelişim TV, bu gelenekten de faydalanmalıdır.

Yüzyıl önce Lazlar için gurbet “Rusye” dedikleri Batum, Anaklia, Sokhumi, Oçamçire, Gagra, Gudauta gibi yerlerdi. Oralara giderler, ekmek paralarını kazanırlardı. Gittikleri yerlerin yerlisi olan Lazlarla ve Megrellerle karşılaşınca Lazca anlaşırlardı. Böylelikle Lazcaları gelişkin olurdu. Sovyetler Birliği- Türkiye sınırı kapanınca gurbet, İstanbul ve Türkiye’nin diğer büyük kentleri oldu. Özellikle de 1980’den sonra, Türkçe televizyonun yöreye ulaşmasıyla Lazca gerilemeye başladı. Eğer Gelişim, TV Lazca yayınlarında başarılı olabilirse, yalnızca yurt içinden ve dışından izlenmekle kalmayacak, Lazcanın gelişmesine de belirttiğim üzere katkıda bulunabilecek.

Lazlar, artık günümüzde esas olarak köylü değil, kentli ve büyük ölçüde de kent hayatıyla bağlantılı bir halk. Gelişim TV, bunu göz önünde tutmalıdır. Türkiye’deki resmî ideoloji ve resmî tarih tezleri artık Türkiye’deki etkisini kaybetmiştir. Anadillerin bir nebze de olsa özgürleşmesi bunu gösteriyor. Ancak Lazlar ve Lazca, Tiflis’ten kaynaklanan “Lazlar Gürcüdür; Lazca Gürcücenin şivesidir” tasallutunun altında. Gelişim TV, bu konuda dikkatli olmalı, Tiflis’in bu yaklaşımını Tv ekranına taşıyacak kişi ve kuruluşlara karşı uyanık davranmalıdır. Tiflis’in Lazlara ve Lazcaya yönelik uzun yıllara dayanan bu ırkçı yaklaşımları, yalnızca Türkiye ve Gürcüstan arasındaki dostluğa zarar vermekle kalmıyor; aynı zamanda bir Laz ve Gürcü sürtüşmesinin de tohumlarını ekmektedir. Gelişim TV’nin Lazcayı sahiplenmesi, bu anlamda Tiflis’i rahatsız edecektir. Bu konuda dikkatli davranılmalı. Tiflis’in Türkiye’nin iç meselelerine karışması da engellenmelidir. Tiflis’in ırkçı politikalarına karşıyız. Ancak Gürcüler, Svanlar ve en yakından da Megreller bizim kardeşimizdir. Lazlar, Gürcü değildir. Lazca, Gürcücenin şivesi değildir.

Gelişim TV’de Lazca için kısa dönemde neler yapabilir?! Bu konuda benim de İrfan Ç. Aleksiva, İsmail Avcı Bucaklişi, Osman Şafak Buyuklişi ve konuya kafa yoran diğer arkadaşlar gibi somut önerilerim var. Bazı programlar tamamen Lazca olmalı. Lazca programlar mutlaka belirli saatlerde yayınlanmalı. Böylece Lazca programların yurtiçinden ve yurtdışından Laz dinleyicileri zamanlarını o saatlere göre ayarlayabilir. Lazca şarkılar kuşkusuz günün herhangi bir zamanında yayınlanabilir. Lazca programların içeriği ne olabilir?! İlk başta, şimdilik, Lazca haber sunumu mümkün olamayabilir. Eğlence programları tamamen Lazca olabilir. Köy, kişi, meslek, kitap tanıtımları tamamen Lazca olabilir. Kimi konulardaki röportajlar tamamen Lazca olabilir. Ancak dediğim gibi, Lazca programların yayınlanma saatleri mutlaka fiks olmalı. Bu, izlenmeyi sürekli kılar. Yine  programların kalitesi çok önemli. Kaliteli Lazca programlar dinleyiciyi arttıracaktır.
Seksen yıl önce Sovyetler Birliği’nde, yani Acaristan’da ve Abhazya’daki Laz köylerinde Lazca Anadil okulları vardı. Laz çocukları kendi anadilleri olan Lazcada da eğitim- öğretim görebiliyordu. Matematik dersini, Hayat Bilgisi dersini Lazca olarak görüyorlardı. Lazcanın eğitim- öğretim için yeterli bir dil olduğu daha o zamandan ispatlanmıştır. Ancak SB’deki Lazcaya yönelik bu olumlu uygulama kısa sürdü. Laz okulları kapatıldı. Laz okulları direktörü İskender Tzitaşi ve kadrosu tasfiye edildi.

Bir dil kitapsız, okulsuz, radyosuz, televizyonsuz yaşayamaz. Gelişim TV, Lazca yayınlarında başarılı olabilirse, Lazcaya karşı yapılmış tarihsel haksızlıkları da telâfi etme yönünde önemli adımlar atmış olacaktır.

Lazca ihmal edilmiş bir dildir. Oysa Lazca da bir dildir. Aynı Türkçe gibi. Aynı Gürcüce gibi. Aynı Rusça gibi. Aynı İngilizce gibi. Lazcayı konuşanların sayısı azdır. Ancak bir dil, konuşanlarının sayısı az olduğu için değil, konuşulmadığı için ölür. O dilde yazılmadığı için, o dil ölür. O dilde romanlar, hikâyeler yazılmadığı için, o dil ölür. O dilde radyo ve TV yayınları yapılmadığı için, o dil ölür. Lazcayı hor görmemeliyiz. Lazca yazmalıyız. Lazca yayın yapmalıyız. Kuşkusuz başta zor olacaktır. Yavaş olacaktır. Konuya sahip çıkarsa, Lazca yaşayacaktır.
Son olarak şunları eklemek isterim: Lazca yer adlarının tekrar resmî olarak kullanılması ve tabelalarda yer alması için Gelişim TV’nin çaba harcayabileceğini de düşünüyorum. Bu ve diğer kültürel konularda yöre milletvekillerinin desteği sağlanmalıdır.
Lazcanın yaşaması, politik değil, insanî bir konudur. Lazca, yörenin en eski dili, bizlerin atadilidir. Türkçe ise, bugün ortak vatanımızda birbirimizle anlaşma dilimizdir. İşte biz bu anlayış ve bilinçle Lazcaya sahip çıkıyoruz. İki-dillilik bir diğer zenginliğimizdir. Bu duygu ve düşüncelerle Gelişim TV’ye yayınlarında başarılar dilerim.


Ali İhsan Aksamaz, demokrathaber.org, 11 Ocak 2013










“Romani nç̆aralobaşi irişen ʒ̆oxlemxtimu noʒ̆ile ren!”

      “Romani nç̆aralobaşi irişen ʒ̆oxlemxtimu noʒ̆ile ren!”     [ Goʒ̆otkvala : Ma A. Cengiz Bukeri doviçini dido ʒ̆anapeş ʒ̆oxle...