25 Ekim 2019 Cuma

Doğu Karadenizde Resmî İdeolojiler Kuşatması - 1. Baskı Sunuş






Doğu Karadenizde Resmî İdeolojiler Kuşatması -Birinci Baskıya Sunuş



Sovyetler Birliği'ni oluşturan onbeş birlik cumhuriyetinin çözül­me sürecine girmesi, bu ülke içinde ve dışında bir çok gelişmeyi de beraberinde getirdi. Öncelikle bu ülkede “etnik çatışmalar”a tanık olundu. Sovyetler Birliği'nin çözülüşüyle başlayan süreç ise, bu ülke­nin “milliyetler politikası”nın da sorgulanmasını gündeme getirdi. Aynı süreçte, ülkemizde varlıkları bilinmekle beraber resmî ideoloji­nin yok saydığı ve kendilerini kültürel anlamda bile olsa ifade kanal­larını tıkadığı “etnik gruplar”ın da kendilerini şu ya da şu şekilde ifa­de etmeye başladığını görüldü. Resmî ideolojinin emrindeki resmî ta­rih tezleri bu “etnik gruplar”ın geçmişlerini karartma konusunda ha­tırı sayılır bir ölçüde yol kat etmiş olsa da, ülkenin yaşayan dilleri bü­tün dayatmaları yine bu süreçte etkisiz kılmaya başlamıştır.

Literatürde “milliyetler meselesi,” çok genel kullanım ifadesiyle “etnisite” Türkiye’de hemen hiç kafa yorulmamış bir alandır. “Sağ” ve “sol”un da “etnisite” konusunda resmî ideoloji ve resmî tarih tez­leriyle hiçbir sorunu olmamış, aynı politikaları gütmüşlerdir. “Muha­lif sol” da “etnisite”nin bir “sorun” olduğunun farkına varamadığı için “politikalar” geliştirememiştir.

Dün olduğu gibi bugün de “sağ” ve “sol”, “soğuk savaş yılla­rı”nda olduğu gibi “etnisite”ye ilişkin resmî tezleri birbirleriyle ya­rış halinde sahiplenmektedir. Anayasa ve bazı yasalardaki değişikler “somut gerçeklikler” ve ihtiyaçtan hareketle değil, sırf AB'ye gire­bilmek umuduyla gerçekleştirilmektedir. “Muhalif İslâmî kesim”, kendisini de inkâr eden resmî ideolojinin etkisinden kendisini kurta­ramadığı için henüz “etnisite” konusunu görememektedir.

“Muhalif Sol”, “Lenin Yoldaş şöyle dedi” ve “Stalin Yoldaş bu­nu dedi”yi henüz aşamamıştır. Bunların, Sovyetler Birliği'nin “milli­yetler politikası”nı eleştirenleri “emperyalizmin safında sosyalizme saldırmakla, emperyalizme hizmet etmekle” suçlamaları da politika­sızlıklarının açık bir göstergesidir. Sovyetler Birliği'nin tutarsız “mil­liyetler politikası” yalnızca bu ülke içindeki bazı milliyetlerle ilgili olumsuzluklara sebep olmakla kalmamıştır; diğer ülkelerdeki resmî ideolojilerin baskısı altındaki milliyetlerin de bu olumsuzluklardan derinden etkilenmelerine ve sahipsiz kalmalarına sebep olunmuştur.

Meselâ Sovyet yönetiminin Kafkasya'da uyguladığı “milliyetler politikası” incelendiğinde, “birlik cumhuriyeti”, “özerk cumhuriyet” veya “özerk bölge” siyasî örgütlendirme temelinde “kültürel hak” veya siyasî örgütlendirme temelinde olmayan “kültürel hak” gibi kavramlarla yüz yüze gelinmektedir.

Sovyet yönetiminin 1930'lu yılların sonlarına kadar Kafkas­ya'da uyguladığı “milliyetler politikası”nı ele alacak olursak, bu po­litikanın olumlu ve olumsuz yönleriyle günümüzde de farklı anadil­lerini konuşan çeşitli “etnik gruplar”ı bünyesinde barındıran ülkeler için önemli bir “örnek” oluşturduğu görülecektir. Bu dönemde Kaf­kasya’da uygulanan “milliyetler politikası” kendi içinde bir bölgeden diğerine veya bir “etnik grup”tan diğerine yönelik tutarsızlıklar taşı­masına rağmen, kendilerine ait anadilleri olan sayıca daha az “etnik gruplar”dan bazıları çeşitli temellerde “kültürel haklar”a kavuşmuş­tur.

Yaklaşık son on yıldan bu yana “etnisite”ye ilişkin olarak Türki­ye'de yayımlanan telif ve tercüme eserler başlarda çok genel anlam­da resmî ideoloji ve resmî tarih tezlerinin etkilerinin şu ya da bu öl­çüde kırılmasında katkı sağlamışsa da, bu eserler somut tespitler yapmak ve özgün çözüm yolları göstermekten uzaktır. Meydan günü­müzde “mikro-milliyetçi unsurlar”ın eline kalmıştır. Yeni resmî ide­olojiler ve yeni resmî tarih tezleri yaratılmaya çalışılmakta , “kimli­ğimi ifade ediyorum”un adına insanların kafası bulandırmaktadır ve insanlara “kimlik” dayatılmaya çalışılmaktadır. Bunların telif ve ter­cüme eserleri “postmodern zamanlar”da bazı yayınevlerinin ekmek kapısı haline gelmiştir; şimdilerde “etnisite” satıyor.

Yakın bir geçmişte bazıları “sol” bazıları da “sağ” cenahta yer alırken Türkiye'deki resmî ideoloji ve resmî tarih tezlerinin etkisinde  “kültürel ve dilsel” aidiyetlerinin farkına varamayan ve birbirleriyle de vuruşan aynı “etnik grup”un bazı “aydınlar”ının bile günümüz­de omuz omuza mikro-milliyetçiliğe soyunmaları tehlikeli sonuçlara yol açabilecek bir gelişme olarak karşımızda durmaktadır.

Günümüzün “Yorgun demokrat” veya onların “çömez”i hüviyet­li “postmodern” mikro-milliyetçiler, “dayatılan alan”da “dayatılan kavramlar”la “etnisite” bezirgânlığı yapmaktadır. Resmî ideolojinin bastırdığı kimliklere aidiyet duyan bu insanlar, kendilerini yok sayan anlayışa duydukları kini, aynı resmî ideolojinin yok saydığı bir baş­ka kimliğe yönelerek çıkarmaya çalışmaktadırlar. Hem de resmî ide­olojinin kendilerine bu alanda sunduğu engin tecrübeyle! Bu mikro-milliyetçiler, eğer başka coğrafyalarda aidiyet duydukları milliyetin bir de “devlet”i varsa daha da pervasızca hareket edebilmekteler. Gi­dip hayatlarının bundan sonraki kalan kısımlarını “vatan”larında ta­mamlamayı göze alacak cesaretleri nedense hiç bulunmayan bu “postmodern dönem” mikro-milliyetçileri halkları birbirlerine düş­man etmeye çalışarak tehlikeli oyunlar oynamaktalar.

“Etnisite,” resmî ideoloji yok sayıcılığı ile mikro-milliyetçiliğin şovenizmi arasında sıkışıp kalmıştır. “Etnisite” kültürel özellikli ol­makla beraber politik bir konudur. Dolayısıyla da ülkenin somut ger­çekliğinden hareketle politikalar üretecek politik irade ve kararlılığa ihtiyaç vardır.

Bu kitapta yer alan makaleler, Kafkasya ve Türkiye'de yaşayan “Kafkasya Kültür kökenli” “etnik gruplar”la ilgili olup tamamına yakını daha önce “Tarih ve Toplum,” “Yeni Kafkasya” ve “Sorun Po­lemik” adlı periyodiklerde yayınlanmıştı. Gözden geçirilen ve gerek­tiğinde arabaşlıklar konulan bu makaleler, kendi aralarında bir de­vamlılığı sağlayacak şekilde sıralanmıştır.

Makalelerin bir arada yayınlanmasını teklif eden ve yapıcı eleş­tirileriyle bu kitaba katkıda bulunan “Sorun Kolektifi”ne şükranları­mı sunarım.

Ali ihsan Aksamaz
27. Vll. 2003

aksamaz@gmail.com






https://www.kitapyurdu.com/yazar/ali-ihsan-aksamaz/367.html

“Romani nç̆aralobaşi irişen ʒ̆oxlemxtimu noʒ̆ile ren!”

      “Romani nç̆aralobaşi irişen ʒ̆oxlemxtimu noʒ̆ile ren!”     [ Goʒ̆otkvala : Ma A. Cengiz Bukeri doviçini dido ʒ̆anapeş ʒ̆oxle...