25 Kasım 2019 Pazartesi

TRT’NİN “ANADİL” YAYINLARI BAŞLIYOR (MU?!)













Geçen hafta içinde TRT yönetim kurulu toplandı. TRT Genel Müdürünün toplantı sonrasında yaptığı açıklamalara göre; TRT, Türkçe dışındaki “farklı dil ve lehçeler”de yayın hazırlıklarına başlamış. Basında yer alan haber, TRT’nin “farklı dil ve lehçeler”de yayın yapılabilmesi için gerekli altyapı çalışmalarının yürütülmesi konusunun TRT yönetim kurulu toplantısında oybirliğiyle kararlaştırıldığını duyuruyordu. TRT, Devlet İstatistik Enstitüsü'yle ortaklaşa çalışarak hangi “farklı dil ve lehçeler”de yayın yapılacağına da karar verecekmiş. DİE,  hangi “farklı dil ve lehçeler”in hangi yörelerde kaç kişi tarafından konuşulduğunu TRT’ye bildirecekmiş.



DİE, TÜRKİYE’NİN DİLSEL ZENGİNLİĞİNİ KABUL ETMİYOR Kİ …


TRT’nin, bilgisine başvurarak yayınlara başlayacağını söylediği DİE, “1965 Nüfus Sayımı”nda, (ki konumuz bakımından sonucu açıklanan son nüfus sayımdır) Türkiye’de konuşulan dilleri şöyle sınıflandırıyor:

A.    Türkçe,
B.     “İslâm Azınlık Diller”i: Abazaca, Acemce, Arapça, Arnavutça, Boşnakça, Çerkezce, Gürcüce, Kürtçe, Kırmanca, Kırdaşça, Lazca, Pomakça, Zazaca,
C.     “Diğer Azınlık Dilleri”: Ermenice, Yahudice, Rumca.
D.    “Anglo Sakson Dilleri”: Almanca, Flamanca, İngilizce,
E.     “Lâtin Dilleri”: Fransızca, İspanyolca, İtalyanca,
F.     “Slav Dilleri”: Bulgarca, Çekoslavakça, Hırvatça, İsveçce, Lehçe, Romence, Rusça, Sırpça
G.     “Diğer Diller”: Bilinmeyen.

DİE’nin “İslâm Azınlık Dilleri” olarak sınıflandırdığı dillerin dışında da anadillerinin bulunduğunu belirtmeliyim. Türkiye’deki nüfus sayımlarında hiçbir zaman dikkate alınmayan, daha doğru bir söyleyişle yok sayılan dillerden benim şu anda hatırladıklarım şöyle: Pontusça, Hemşince, Ubıkhça, Vaynakhça (Çeçen-İnguşça), Asetince (Osetçe), Avarca, Lezgice, Kumukça, Gazi Kumukça (Lakça), Dargice, Karaçay(lı)-Balkarya(lı)ca, Uygurca, Tatarca, Kırgızca, Kazakça, Özbekçe, Nogayca. Ayrıca aynı kaderi paylaşan Süryanice de unutulmamalı.

 “Kürtçe” denilince, DİE’nin 1965’teki “bilimsel”  sınıflandırmasına göre, Kürtçe mi, Kirmanca mı, Kırdaşça mı, Zazaca mı dikkate alınacak?


YA ERMENİCE, RUMCA VE “YAHUDİCE” VE DE SÜRYANİCE?!

DİE’nin, “Diğer Azınlık Dilleri” başlığı altında sınıflandırdığı dillerde de, yani Ermenice, Rumca ve “Yahudice”  radyo ve televizyon yayınları TRT tarafından yapılacak mı? DİE’nin yine 1965’te “Yahudice” diye kastettiği “Ladino” muydu,  İbranice miydi? TRT, yayınını hangi “Yahudice” ile yapacak?!
DİE’nin, özellikle Türkiye’nin diğer anadilleri konusunda “bilimsel kıstaslar”a uygun olarak çalışmadığı ve dolayısıyla da bu konudaki verilerinin sağlıklı olmadığı açık. TRT, bu DİE’nin verilerine göre hareket ederek yayına başlayacak olursa, Türkiye’nin çoğu dili yine yok sayılmış olmayacak mı?!
TRT’nin Türkiye’nin diğer anadillerinde yapacağını söylediği televizyon ve radyo programlarının sürelerinden önce, bu dillerin hangilerinin olacağı ve bu programları hangi “yetişmiş personel”in hazırlayıp sunulacağı da ayrı bir sorun. Allah’a şükür ki bir şansımız var! TRT, Hemşince için Ermenistanlı; Pontusça için Yunanlı; Vaynakhça (Çeçen-İnguşça), Avarca, Lezgice, Kumukça, Gazi Kumukça (Lakça), Dargice, Karaçay(lı)-Balkarya(lı)ca, Tatarca, Nogayca ve Çerkezce için Rusya Federasyonundan; Kırgızca için Kırgızistanlı; Kazakça için Kazakistanlı; Özbekçe için Özbekistanlı; Uygurca için Çinli; Pomakça için Bulgaristanlı; Acemce için İranlı; Arapça için Suriyeli; Arnavutça için Arnavutluklu; Boşnakça için Bosna-Hersekli; Kirmanca, Zazaca vb. için  yine Rusya Federasyonundan ve Gürcüce, Lazca, Osetçe ve Abazaca için Gürcüstanlı dilbilimciler ve radyo ve televizyon programcıları istihdam ederek bu sorunu kısa dönemde çözebilir. Diğer “sorunlu diller” için de bu kısa dönemde benzer yollar izlenebilir.


SORUN EN BAŞTA ÇÖZÜLEBİLİRDİ

Günümüzde anadili sorununun bir ayağı radyo ve televizyon yayınları ise diğer ayağı bu dillerin eğitim- öğretimidir. Seksen yıl önce çözümlenebilecek bu anadili sorunu önce yok sayılmış, sonra çözümü ertelenmiş, şimdi ise uygulamalardan anlaşıldığına göre, “Avrupa Topluluğu”na hoş görünmek adına bazı ağızlara birer parmak bal çalınarak geçiştirilmeye çalışılmaktadır.
 Diğer yandan sorunun gerçek anlamda çözümü yolunda adımlar atılabilmesi için, öncelikle bu anadillerle ilgili çalışmalar yapan vakıf, dernek ve kişilerin katılacağı bir “Türkiye’nin Anadilleri Kurultayı” düzenlenmelidir. Ardında da bu dillerle ilgili yerli ve yabancı dilbilimci, eğitimci ve radyo ve televizyon yapımcısı ve sunucularından oluşan bir “Anadillerini Planlama Kurumu” ihdâs edilmelidir. Bu çalışmaların her türlü organizasyon ve finansmanı doğaldır ki, Hükümet tarafından karşılanmalıdır.


“TÜRKİYE’NİN ANADİLLERİNİ PLANLAMA KURUMU”

Özetle; görüldüğü kadarıyla TRT, Türkiye’nin anadil envanteri konusunda yetkin olmayan DİE’nin vereceği “bilgiler”e itibar edecek ve bazı “dil ve lehçeler”de  televizyon ve radyo yayınları yapacak. Bazı diller yine yok sayılacak. Bu büyük bir haksızlıktır. İkinci bir engel, bu radyo ve televizyon programlarını hazırlayacak ve  sunacak personelle ilgilidir. Bu sorun bir haftaya kalmadan, yukarıda belirttiğim ülkelerin bu alanda yetişmiş personeliyle çözülebilir. Bir üçüncü konu, bu radyo ve televizyon yayınlarının süresidir. Süre konusunda esnek olunmalıdır. Bir diğer konu yayınlanacak programların içeriğiyle ilgilidir (bkz.: 25 Ocak 2004 tarih ve 25357 sayılı yönetmelik).
Anadilde radyo ve televizyon yayınları ve anadilde eğitim-öğretim ve/veya anadili eğitim-öğretimine ilişkin bütün bu ve şu anda akla gelmeyen benzeri sorunlara ancak “Anadillerini Planlama Kurumu” gibi demokratik yapılı bir kuruluş çözümler üretebilir. Ayrıca Sovyetler Birliği ve “Avrupa Topluluğu”nun bu konudaki birikim ve uygulamaları engin bir kaynaktır. Bunlardan da faydalanılmalıdır. Bu çalışmalara katılacak kişilerin, her anadiline aynı mesafede duracak ve milliyeti değil, emek ve yurttaşlık bağlarımızı ön plana çıkaracak tiynetteki kişilerden oluşması bir diğer önemli noktadır.


Ali İhsan Aksamaz, BİRGÜN GAZETESİ, 8 Haziran 2004

aksamaz@gmail.com










“Romani nç̆aralobaşi irişen ʒ̆oxlemxtimu noʒ̆ile ren!”

      “Romani nç̆aralobaşi irişen ʒ̆oxlemxtimu noʒ̆ile ren!”     [ Goʒ̆otkvala : Ma A. Cengiz Bukeri doviçini dido ʒ̆anapeş ʒ̆oxle...