Lazca
İlk TV Programının Hatırlattıkları
1990’lı yılların başlarında İstanbul’da, bir kolejde
İngilizce öğretmeni olarak çalışıyordum. İlkokuldan mezun olan çocuklar
geliyor; bir yıl hazırlık sınıfında okuyorlar ve temel İngilizce’yi öğreniyorlardı.
Haftada tam 30 İngilizce ders görüyorlardı. Okuma, yazma, gramer, video, sözlü
anlatım vb. İngilizce dersleri vardı. Ben de o kolejde ağırlıklı olarak bu hazırlık
sınıflarında derslere giriyordum. Hazırlık sınıflarına her girişimde, “okullarda
niye Lazca ders yok? Yabancı bir ülkenin dilini öğreniyoruz, öğretiyoruz da, neden
Lazcayı okullarda öğrenemiyoruz, öğretemiyoruz?!” diye kendi kendime hayıflanıyordum.
Derken aradan birkaç yıl geçti. 1993 Kasım’ında “Ogni Dergisi”ni çıkarmaya başladık.
Hakikaten çok önemli bir çabaydı. Lazcanın sahiplenilmesinde, Laz kimliğinin
sahiplenilmesinde çok önemli bir yere sahip oldu.
“Ogni
Dergisi”nin idarehanesi bir okul oldu. Sadece bizlere değil. Başkalarına da.
Bir yandan öğrendik, bir yandan da öğrettik. Hâlâ da öğreniyor ve öğretiyoruz. Çok
dostlarımız oldu. Aklınıza gelecek, gelememeyecek her meslekten. “Ogni”nin
yayın hayatına başlamasını sevinçle karşıladılar. Başta, “Ogni”yi yayınlayan
birkaç arkadaş, bu alanda “ateşi” de, “tekerleği” de kendimizin bulduğunu
zannediyorduk. Çünkü henüz İskender Tzitaşi’nin adını duymamıştık. Bir zamanlar
Abkhazya ve Acaristan’da, yani Gürcüstan’da “Lazca Anadil Sınıfları”nın bulunduğunu bilmiyorduk. Sanatçı Hasan Helimişi’yi
tanımıyorduk. Kuşkusuz Hasan Helimişi gibi onlarca sanatçımız daha vardı
Sovyetler Birliği’nin cumhuriyeti Gürcüstan’da.
“Ogni
Dergisi” idarehanesinin yaşlı duvarları kuşkusuz bir çok konuşmaya tanıklık
ediyor. Dilleri olsa da söyleseler! Orada aramızda çok faydalı konuşmalar da
geçerdi. Meselâ, ilk olarak Lazca-
Türkçe sözlük konusu orada gündeme geldi. Lazca gramer de. Okullarda Lazca
meselesi de, Lazca radyo- televizyon meselesi de, Lazca gazete meselesi de hep
orada konuşulan, orada konuşanların daha
sonra başka zeminlerde de dile getirdikleri, çaba harcadıkları konulardandır.
Aslında
bu makalede dikkat çekmek istediği konu, Gelişim TV’de İbrahim Sarı’nın sunduğu
“Muç’o Muç’o Gulun” adlı program. Bu programa değineceğim. Ancak “Ogni Dergisi”
ile konuya girişin anlamlı olacağını düşündüm. Beni bu makaleyi yazmaya
sevkeden de facebook’da “Muç’o Muç’o Gulun”un sayfasına yazdığı selâmlama oldu.
Bu programın Lazca’nın yaşamasına yaptığı katkılar sebebiyle, facebook’taki
sayfalarına kısa Lazca bir mesaj yazdım. Şöyle dedim:
“Opşa mskva p'rogramape ikipt. Man
dido k'ai mi3'onun. Oput'epes xalk'i k'ala ğarğalapt. entepeşen çveşi
skidalapeşen ambarepe igurapt do çkinti ambari momçapt. Dido oraşen doni na va
maz'ires xalk’iti tkvani ek'ranişen viz'iropt. Cveşi adetepeti ekolen vigurapt.
Oput'epeşi mskva buncinati kobz'iroprt. Edo xazi maqvenan. Didi Ğormotik iri
tevuli goxelan. Ho, giçkinan Lazepek iri svas skidunan. Meleni Sarpis, Oçamçires
do daa başka başka yeepes işte. Moro Mp'olisti, İzmitisti, Yalovasti, Duzcesti.
Akti moxtit do mutxanepe gi3'vat. İqveni? İbrahim sari didi k'oçi ren, aşo
p'rograma na ikips ilkineri k'oçi ren. Xvala Turkies var mtel kianas iptineri
ren. Uk'ule p'rogramas mxuci meçaps iri didi k'oçi ren. Sp'onsori "Timya
Lok’ont’a"sti eşo. "Gelişim TV" mtel Lazepeşi tv ren. mtel
uçazoğaşi tv ren. Lazuri p'rogramapeti ikipt do emuşeni. Andğa opşa xeleberi
voret. Açkva mektebepes Lazuri dersepeti miğunan do emuşeni. Aya dulyas cumu na
uğun iris vuxvamupt. Didi Ğormotik goxelan. Sagol İbrahim Sari.”
Özetle;
bu programı çok beğendiğimi belirttim. Bu programda tuzu olan herkese teşekkür
ettim. Ayrıca bugünün çok önemli olduğuna da dikkat çektim. Çünkü bu, okulların
açıldığı ve üstelik Lazca’nın da okul müfredatları arasına girdiği bir gün.
Onun için.
Ben,
“Muç’o Muç’o Gulun” adlı programı ne yazık ki, televizyondan canlı olarak
izleyemiyorum. Ancak internet üzerinden paylaşımları izleme imkânım oluyor. Bu
programı izlerken çok büyük bir haz duyuyorum. Lazca duymak, Lazca konuşanları
dinlemek bana ninemi, dedemi dinliyormuşum gibi bir his veriyor. Çünkü ben her
ikisini göremedim. Çok erken yaşlarında rahmetli olmuşlar. Lazca işte bunun
için de önemli bana. Hem de bilmediklerimi öğreniyorum.
“Muç’o
Muç’o Gulun”u izlerken öncelikle dikkat çeken nokta, doğa. Doğa ile birlikte
insanlar ve onların doğallığı.Yapmacıktan uzak doğal davranışlı işinde gücünde,
doğayla bütünleşmiş güzel insanı görüyoruz programlarda. Lazca konuşuyorlar.
Lazca gülüyorlar. Lazca hüzünleniyorlar. İşte İbrahim Sarı’nın önemi de burada
ortaya çıkıyor. İbrahim Sarı, konuşmalarını mutlaka Lazca yapıyor. Karşısındaki
kişinin de kendisine Lazca olarak karşılık vermesini istiyor. Onları adeta
zorluyor. İnsanlar, TV tarafından kendilerinden Lazca konuşma alınmasına alışık
değiller. Bazen araya Türkçeyi katıyorlar. İbrahim Sarı, bu konuda kararlı ve
onları Lazca konuşturmayı başarıyor.
“Muç’o
Muç’o Gulun” programıyla İbrahim Sarı, farkında mıdır?! Bilemem, ancak önemli bir
öncülük yapıyor. Önemli mesajlar veriyor. Diyor ki; Lazca bir program
yapılabilir. İnsanlar Lazca konuştuğuna göre, Lazcayı da anlıyorlar. Halktan
Lazca böyle bir programa talep var. İbrahim Sarı, aynı zamanda örnek oluyor.
Lazca programlar, Ardeşen’de de İstanbul’da da, Batum’da da, Sohum’da da
yapılabilir. Çünkü oralarda da Lazlar, Lazca bilenler yaşıyor. İbrahim Sarı,
TRT’ye de örnek oluyor. TRT; 2004’den beri Arapça, Boşnakça, Çerkesçe, Kürtçe
yapıyor. Ancak Lazca yayın yapmıyor.
Demek ki, Lazca var. Lazca program yapılabilir. Lazca programları Türkiye’nin
dört köşesinden izleyenler var. TRT genel müdürü İbrahim Şahin duysun! Gereği
yapılsın artık. TRT, Lazca radyo ve TV yayınlarıda yapsın! TRT’de de Lazca yayınlar olabilir. İbrahim
Sarı, “Muç’o Muç’o Gulun” adlı programıyla TRT’ye de yol göstermiş oluyor. Böyle
önemli işleri başarıyor ve mesajlar da veriyor işte. Anadili Lazca olan, Lazca
bilen milletvekilleri de artık Lazca konusunda sağır ve kör taklidi yapmayı
bırakmalılar! TRT’nin Lazca yayın yapması konusunda çaba harcamalılar. Lazca
yerleşim birimlerinin adlarının tekrar resmen kullanılması konusuna da sahip
çıkmalı vekillerimiz.
Gelişim
TV, Lazca da yayın yapacağını duyurduğu zaman, bir makale yazmış ve önerilermi
dile getirmiştim. Yeni isim önerisinde bulunmuştum. Orada söylediklerimi burada
tekrarlamıyacağım. Ancak Gelişim TV’ye, İbrahim Sarı’ya pratik bir iki önerim
olacak. Büyük şehirlerde yaşayan Lazları da programlarında dile getirebilir. Çiviyazıları,
Sorun Yayınları, Laz Kültür Derneği ve Lazika Yayın Kollektifi tarafından
çıkarılmış kitapları, dergileri de programlarında dillendirebilir. Büyük
şehirlerde yaşayan Lazlar ile Pazar, Ardeşen, Fındıklı, Arhavi, Hopa, Batum,
Sohum’da ve diğer yerlerde yaşayan Lazlar arasında bir köprü olabilir.
Böylelikle izleyenlerinin de, izleyenlerinin ilgisinin da artacağına hiç kuşku
yok.
“Muç’o
Muç’o Gulun” programındaki Lazca konuşmalar yazıya dökülerek fotoğraflı olarak
yayınlanabilir. Bu da bir başka önerim. Bu konuda “Laz Enstitüsü” kuşkusuz
kendilerine yardımcı olacaktır.
İbrahim Sarı’nın
programlarında birkaç şey dikkatimi çekti. Hep köylerin eski adları anılıyor.
Bu çok doğru bir davranış. İbrahim Sarı, hemen her programda Lazca sayıları da anıyor;
hatırlatıyor: 10 (vit), 20 (eçi), 30 (eçidovit), 40 (jurneçi), 50
(jurneçidovit), 60 (sumneçi),100 (oşi) vb.
Evet; bugün önemli bir gün.
Kısıtlı da olsa Lazca artık okullarda seçmeli bir ders. Ve bugün 2013- 2014
eğitim ve öğretim yılı Lazca ile de başladı. Bugünlerde sevinçli bir gelişme
daha var. “Ağani Murutskhi” adlı Lazca bir gazete yayınlanmaya başladı. Bu
gazete şimdilik birçok eksikliklerine ve eleştirel katkıya muhtaç bir çok
yönüyle Lazcayı yaşatma mücadelesinde önemli bir işlev görecek. Buna kuşku yok.
Bugün
çok iyi görüyoruz ki, Lazca yani Laz
kimliği artık sahipsiz değil. İnternet siteleri, dernekler, Laz Kültür
Dermekleri, Lazika Yayın Kollektifi, İbrahim Sarı’nın Gelişim TV’deki “Muç’o
Muç’o Gulun” adlı Lazca programı, Lazca
gazete “Ağani Murutskhi” ve okullarda seçmeli de olsa, haftada iki saat de olsa
Lazca dersler.
“Ogni Dergisi”ne 1993 yılında omuz verenler
haklıydılar. Daha da güzel günler göreceğiz. Lazca ölmeyecek. Günden güne
büyüyecek. Laz kimliği yaşıyacak.
Ali İhsan Aksamaz, 16. 09.
201