27 Kasım 2019 Çarşamba

Lazca İlk TV Programının Hatırlattıkları







Lazca İlk TV Programının Hatırlattıkları





1990’lı yılların başlarında İstanbul’da, bir kolejde İngilizce öğretmeni olarak çalışıyordum. İlkokuldan mezun olan çocuklar geliyor; bir yıl hazırlık sınıfında okuyorlar ve temel İngilizce’yi öğreniyorlardı. Haftada tam 30 İngilizce ders görüyorlardı. Okuma, yazma, gramer, video, sözlü anlatım vb. İngilizce dersleri vardı. Ben de o kolejde ağırlıklı olarak bu hazırlık sınıflarında derslere giriyordum. Hazırlık sınıflarına her girişimde, “okullarda niye Lazca ders yok? Yabancı bir ülkenin dilini öğreniyoruz, öğretiyoruz da, neden Lazcayı okullarda öğrenemiyoruz, öğretemiyoruz?!” diye kendi kendime hayıflanıyordum. Derken aradan birkaç yıl geçti. 1993 Kasım’ında “Ogni Dergisi”ni çıkarmaya başladık. Hakikaten çok önemli bir çabaydı. Lazcanın sahiplenilmesinde, Laz kimliğinin sahiplenilmesinde çok önemli bir yere sahip oldu.


            “Ogni Dergisi”nin idarehanesi bir okul oldu. Sadece bizlere değil. Başkalarına da. Bir yandan öğrendik, bir yandan da öğrettik. Hâlâ da öğreniyor ve öğretiyoruz. Çok dostlarımız oldu. Aklınıza gelecek, gelememeyecek her meslekten. “Ogni”nin yayın hayatına başlamasını sevinçle karşıladılar. Başta, “Ogni”yi yayınlayan birkaç arkadaş, bu alanda “ateşi” de, “tekerleği” de kendimizin bulduğunu zannediyorduk. Çünkü henüz İskender Tzitaşi’nin adını duymamıştık. Bir zamanlar Abkhazya ve Acaristan’da, yani Gürcüstan’da  “Lazca Anadil Sınıfları”nın  bulunduğunu bilmiyorduk. Sanatçı Hasan Helimişi’yi tanımıyorduk. Kuşkusuz Hasan Helimişi gibi onlarca sanatçımız daha vardı Sovyetler Birliği’nin cumhuriyeti Gürcüstan’da.

            “Ogni Dergisi” idarehanesinin yaşlı duvarları kuşkusuz bir çok konuşmaya tanıklık ediyor. Dilleri olsa da söyleseler! Orada aramızda çok faydalı konuşmalar da geçerdi. Meselâ, ilk olarak  Lazca- Türkçe sözlük konusu orada gündeme geldi. Lazca gramer de. Okullarda Lazca meselesi de, Lazca radyo- televizyon meselesi de, Lazca gazete meselesi de hep orada konuşulan, orada konuşanların  daha sonra başka zeminlerde de dile getirdikleri, çaba harcadıkları konulardandır.
            Aslında bu makalede dikkat çekmek istediği konu, Gelişim TV’de İbrahim Sarı’nın sunduğu “Muç’o Muç’o Gulun” adlı program. Bu programa değineceğim. Ancak “Ogni Dergisi” ile konuya girişin anlamlı olacağını düşündüm. Beni bu makaleyi yazmaya sevkeden de facebook’da “Muç’o Muç’o Gulun”un sayfasına yazdığı selâmlama oldu. Bu programın Lazca’nın yaşamasına yaptığı katkılar sebebiyle, facebook’taki sayfalarına kısa Lazca bir mesaj yazdım. Şöyle dedim:

            “Opşa mskva p'rogramape ikipt. Man dido k'ai mi3'onun. Oput'epes xalk'i k'ala ğarğalapt. entepeşen çveşi skidalapeşen ambarepe igurapt do çkinti ambari momçapt. Dido oraşen doni na va maz'ires xalk’iti tkvani ek'ranişen viz'iropt. Cveşi adetepeti ekolen vigurapt. Oput'epeşi mskva buncinati kobz'iroprt. Edo xazi maqvenan. Didi Ğormotik iri tevuli goxelan. Ho, giçkinan Lazepek iri svas skidunan. Meleni Sarpis, Oçamçires do daa başka başka yeepes işte. Moro Mp'olisti, İzmitisti, Yalovasti, Duzcesti. Akti moxtit do mutxanepe gi3'vat. İqveni? İbrahim sari didi k'oçi ren, aşo p'rograma na ikips ilkineri k'oçi ren. Xvala Turkies var mtel kianas iptineri ren. Uk'ule p'rogramas mxuci meçaps iri didi k'oçi ren. Sp'onsori "Timya Lok’ont’a"sti eşo. "Gelişim TV" mtel Lazepeşi tv ren. mtel uçazoğaşi tv ren. Lazuri p'rogramapeti ikipt do emuşeni. Andğa opşa xeleberi voret. Açkva mektebepes Lazuri dersepeti miğunan do emuşeni. Aya dulyas cumu na uğun iris vuxvamupt. Didi Ğormotik goxelan. Sagol İbrahim Sari.”


            Özetle; bu programı çok beğendiğimi belirttim. Bu programda tuzu olan herkese teşekkür ettim. Ayrıca bugünün çok önemli olduğuna da dikkat çektim. Çünkü bu, okulların açıldığı ve üstelik Lazca’nın da okul müfredatları arasına girdiği bir gün. Onun için.
            Ben, “Muç’o Muç’o Gulun” adlı programı ne yazık ki, televizyondan canlı olarak izleyemiyorum. Ancak internet üzerinden paylaşımları izleme imkânım oluyor. Bu programı izlerken çok büyük bir haz duyuyorum. Lazca duymak, Lazca konuşanları dinlemek bana ninemi, dedemi dinliyormuşum gibi bir his veriyor. Çünkü ben her ikisini göremedim. Çok erken yaşlarında rahmetli olmuşlar. Lazca işte bunun için de önemli bana. Hem de bilmediklerimi öğreniyorum.


            “Muç’o Muç’o Gulun”u izlerken öncelikle dikkat çeken nokta, doğa. Doğa ile birlikte insanlar ve onların doğallığı.Yapmacıktan uzak doğal davranışlı işinde gücünde, doğayla bütünleşmiş güzel insanı görüyoruz programlarda. Lazca konuşuyorlar. Lazca gülüyorlar. Lazca hüzünleniyorlar. İşte İbrahim Sarı’nın önemi de burada ortaya çıkıyor. İbrahim Sarı, konuşmalarını mutlaka Lazca yapıyor. Karşısındaki kişinin de kendisine Lazca olarak karşılık vermesini istiyor. Onları adeta zorluyor. İnsanlar, TV tarafından kendilerinden Lazca konuşma alınmasına alışık değiller. Bazen araya Türkçeyi katıyorlar. İbrahim Sarı, bu konuda kararlı ve onları Lazca konuşturmayı başarıyor.


            “Muç’o Muç’o Gulun” programıyla İbrahim Sarı, farkında mıdır?! Bilemem, ancak önemli bir öncülük yapıyor. Önemli mesajlar veriyor. Diyor ki; Lazca bir program yapılabilir. İnsanlar Lazca konuştuğuna göre, Lazcayı da anlıyorlar. Halktan Lazca böyle bir programa talep var. İbrahim Sarı, aynı zamanda örnek oluyor. Lazca programlar, Ardeşen’de de İstanbul’da da, Batum’da da, Sohum’da da yapılabilir. Çünkü oralarda da Lazlar, Lazca bilenler yaşıyor. İbrahim Sarı, TRT’ye de örnek oluyor. TRT; 2004’den beri Arapça, Boşnakça, Çerkesçe, Kürtçe yapıyor. Ancak Lazca  yayın yapmıyor. Demek ki, Lazca var. Lazca program yapılabilir. Lazca programları Türkiye’nin dört köşesinden izleyenler var. TRT genel müdürü İbrahim Şahin duysun! Gereği yapılsın artık. TRT, Lazca radyo ve TV yayınlarıda yapsın!  TRT’de de Lazca yayınlar olabilir. İbrahim Sarı, “Muç’o Muç’o Gulun” adlı programıyla TRT’ye de yol göstermiş oluyor. Böyle önemli işleri başarıyor ve mesajlar da veriyor işte. Anadili Lazca olan, Lazca bilen milletvekilleri de artık Lazca konusunda sağır ve kör taklidi yapmayı bırakmalılar! TRT’nin Lazca yayın yapması konusunda çaba harcamalılar. Lazca yerleşim birimlerinin adlarının tekrar resmen kullanılması konusuna da sahip çıkmalı vekillerimiz.


            Gelişim TV, Lazca da yayın yapacağını duyurduğu zaman, bir makale yazmış ve önerilermi dile getirmiştim. Yeni isim önerisinde bulunmuştum. Orada söylediklerimi burada tekrarlamıyacağım. Ancak Gelişim TV’ye, İbrahim Sarı’ya pratik bir iki önerim olacak. Büyük şehirlerde yaşayan Lazları da programlarında dile getirebilir. Çiviyazıları, Sorun Yayınları, Laz Kültür Derneği ve Lazika Yayın Kollektifi tarafından çıkarılmış kitapları, dergileri de programlarında dillendirebilir. Büyük şehirlerde yaşayan Lazlar ile Pazar, Ardeşen, Fındıklı, Arhavi, Hopa, Batum, Sohum’da ve diğer yerlerde yaşayan Lazlar arasında bir köprü olabilir. Böylelikle izleyenlerinin de, izleyenlerinin ilgisinin da artacağına hiç kuşku yok.


            “Muç’o Muç’o Gulun” programındaki Lazca konuşmalar yazıya dökülerek fotoğraflı olarak yayınlanabilir. Bu da bir başka önerim. Bu konuda “Laz Enstitüsü” kuşkusuz kendilerine yardımcı olacaktır.


İbrahim Sarı’nın programlarında birkaç şey dikkatimi çekti. Hep köylerin eski adları anılıyor. Bu çok doğru bir davranış. İbrahim Sarı, hemen her programda Lazca sayıları da anıyor; hatırlatıyor: 10 (vit), 20 (eçi), 30 (eçidovit), 40 (jurneçi), 50 (jurneçidovit), 60 (sumneçi),100 (oşi) vb.

Evet; bugün önemli bir gün. Kısıtlı da olsa Lazca artık okullarda seçmeli bir ders. Ve bugün 2013- 2014 eğitim ve öğretim yılı Lazca ile de başladı. Bugünlerde sevinçli bir gelişme daha var. “Ağani Murutskhi” adlı Lazca bir gazete yayınlanmaya başladı. Bu gazete şimdilik birçok eksikliklerine ve eleştirel katkıya muhtaç bir çok yönüyle Lazcayı yaşatma mücadelesinde önemli bir işlev görecek. Buna kuşku yok.


            Bugün çok iyi görüyoruz ki, Lazca  yani Laz kimliği artık sahipsiz değil. İnternet siteleri, dernekler, Laz Kültür Dermekleri, Lazika Yayın Kollektifi, İbrahim Sarı’nın Gelişim TV’deki “Muç’o Muç’o Gulun” adlı Lazca programı,  Lazca gazete “Ağani Murutskhi” ve okullarda seçmeli de olsa, haftada iki saat de olsa Lazca dersler.


 “Ogni Dergisi”ne 1993 yılında omuz verenler haklıydılar. Daha da güzel günler göreceğiz. Lazca ölmeyecek. Günden güne büyüyecek. Laz kimliği yaşıyacak.

Ali İhsan Aksamaz, 16. 09. 201

  


https://www.kitapyurdu.com/yazar/ali-ihsan-aksamaz/367.html

"TÜRKİYE'NİN ANADİLİ ZENGİNLİĞİ" / "TURKİAŞİ NANANENAŞ XAMPOBA"

   "TURKİAŞİ NANANENAŞ XAMPOBA" Baba çkimi Faik Aksamazis…   GOʒ̆OTKVALE Nananena, p̆olit̆ik̆uri var adamuri ar tema ren...